Ne kadar zor geçer zaman
Ne kadar yanlızğını hissedersin
Sen hiç çok değer verdiğini bekledinmi,
Dakikalarca,saatlerce,günlerce
Hep içinde bir umut olur
Şimdi gelir diye
Beklersin ,beklersin gelmez,
İçine bir hüzün dolar
Merak edersin
Neden gelmedi diye
Düşünürsün acaba ne oldu diye
Neden gelmedi diye
Sonra gözlerin dolar
Ama aksın istemezsin gözyaşlarının
Ya görürse ağladığımı dersin
İstemezsin onun üzülmesini
İstemezsin onun ağlamasını,
Bazen düşünürsün
Sevincinden bile ağlamasın
Hem nerden bilebilirsin ki sevinçten mi yoksa üzüntüden mi aktığını o yaşların?
Bilemezsin ..
İyiyim diyen bir insanın gerçekten iyi olup olmadığını bilemediğin gibi..
:)
3 Kasım 2012 Cumartesi
2 Kasım 2012 Cuma
Sanırım biraz sabıra ihtiyacım var.
İnsanları anlamak zor zanaat derlerdi çocukluğumda.. Neden böyle birşey dediklerini bugün öğrendim aslında . İnsanlar tuhaf , insanlar acımasız, insanlar anlamsız, insanlar hep ben..
Şu yaşıma kadar kimse gelip bana neyin var demedi . Hep geldiklerinde şuyum var buyum var dediler . Kimse bana nasılsın demedi ama hep nasılsın demem beklendi..
Haa bir de şu var . İnsanların emir kulu haline gelmiş olmak . Neden böyle ? Neden insanla sürekli kendi istekleri için bizi kullanmak zorundalar ? Belki de suç bun izin verdiğimiz için bizde . Herşeye tamam demek zorunda hissediyorum kendimi .Çünkü hayır dersem hayatımdan tamamen gideceklermiş gibi. Bu hiçte adil değil ! Neden ben onlara bunu yapamıyorum . Hayır anlamıyorum neden onlar bişeyler yapmıyorda hep benden bekliyorlar . Sanırım biraz sabıra ihtiyacım var ..
1 Kasım 2012 Perşembe
Ben senden önce ölmek isterim..
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni
görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında
kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana
düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip
filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim
cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu
günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
18 Şubat 1945
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)